Kuantum fiziği. Bilim insanlarının söylemedikleri - Dünya görüşünü değiştirebilecek inanılmaz perspektifler üreten bir teorinin sonuçları. #876261

di Bruno Del Medico

Edizioni PensareDiverso

(Ancora nessuna recensione) Scrivi una recensione
5,90€

Leggi l'anteprima

Kuantum fiziği, hiç şüphesiz, çağımızın en büyüleyici ve tartışmalı disiplinlerinden biridir. Pek çok kişi adını duymuş olsa da, çok azı ne kadar devrimci olduğunu gerçekten anlamıştır. Kuantum fiziğinin nadiren tartışılan bir yönü, materyalist bir dünya görüşüne bağlı pek çok bilim insanının görmezden gelmeyi ya da küçümsemeyi tercih ettiği bir yanı vardır: metafizik çıkarımları.
Peki ama metafizik nedir? Genellikle ezoterik bir şeyle ilişkilendirilen bu terimin aslında Batı felsefesinde sağlam kökleri vardır. Aristoteles için 'metafizik' varlığın incelenmesi, gerçekliğin nihai nedenlerinin araştırılması anlamına geliyordu. Dolayısıyla soyut bir spekülasyon meselesi değil, temel sorulardır: dünya nedir? 'Var olmak' ne demektir?
Bugün kuantum fiziği bizi bu soruları yeni ve akıl almaz bir bağlamda yeniden ele almaya zorluyor.
Kuantum fiziğinin temelinde şaşırtıcı bir keşif yatıyor: Dünya, atom altı ölçekte gözlemlendiğinde, beklediğimiz gibi davranmıyor. Atom altı parçacıklar - elektronlar, fotonlar ve diğer temel birimler - belirsizlik ve olasılığın hüküm sürdüğü öngörülemez bir dans içinde yaşıyor gibi görünmektedir. Kuantum teorisinin en önemli denklemi olan Schrödinger denklemi, bu dansı bir olasılık dalgası olarak tanımlar.  Katı cisimler olarak hayal ettiğimiz parçacıklar aslında öyle değildir. Her parçacığın var olma 'olasılığı' vardır ya da daha doğrusu, potansiyel olarak sonsuz sayıda 'üst üste binmiş' durumda olabilir, ancak kesin bir durumda olamaz. Bu durum ne zaman değişir?
Olasılık dalgaları yalnızca gözlemlendiklerinde tanımlanan gerçeklikte 'çöküyor' gibi görünmektedir. Başka bir deyişle, kuantum dünyasında ne olacağı bir gözlemcinin müdahalesine bağlıdır. Parçacık ancak bir gözlem sonucunda bir cisimcik haline gelir. Kuantum fiziğinin babalarından biri olan Max Planck bunu en başından beri fark etmiştir. 1931 yılında şöyle demiştir:
"Bilinci temel olarak görüyorum. Maddeyi bilinçten türetilmiş olarak görüyorum."
Kuantum fiziğindeki sembolik deneylerden biri çift yarık deneyidir. Elektronlar gibi parçacıkları iki yarıklı bir ekrana fırlattığınızı düşünün. Eğer ne olduğunu gözlemlemezseniz, parçacıklar bir girişim deseni oluşturur, yani üst üste binmiş dalgalar gibi davranırlar. Ancak her bir parçacığın hangi yarıktan geçtiğini gözlemlerseniz, desen değişir: parçacıklar artık dalgalar gibi değil, katı nesneler gibi davranır.
İlk kez 19. yüzyılda Thomas Young tarafından gerçekleştirilen ve daha sonra kuantum anahtarıyla yeniden yorumlanan bu deney insanın nutkunu tutuyor. Bir gözlem bir parçacığın davranışını nasıl değiştirebilir?
Bilimsel materyalizm için gözlemcinin gerçeklikte bir rol oynadığını iddia etmek sadece sapkınlık değil, aynı zamanda tüm kesinliklerine yönelik bir tehdittir.  Gerçekten de materyalist bilim, evreni canlı varlıklarla herhangi bir etkileşimden bağımsız, ayrı, 'orada' bir şey olarak görür. Gözlemcinin kuantum sürecinin ayrılmaz bir parçası olduğu fikri derin metafizik düşüncelere kapı açar: Bilinç evrende nasıl bir rol oynar? Bu, bilinci - bilinçli bir gözlemcinin varlığını - fenomenin kalbine geri getirir.
Kuantum fiziğinin bir başka ilgi çekici sonucu da 'birçok dünya' hipotezidir. Hugh Everett tarafından 1957 yılında ortaya atılan bu teoriye göre, bir kuantum olayı her gerçekleştiğinde, evren paralel evrenlere 'çatallanır'. Bu şekilde, tüm olasılıklar gerçekleşir, ancak farklı dünyalarda.
Eğer bu teori doğruysa -ki hala yoğun tartışmalara konu olmaktadır- bu, her birinde yaşamlarımızın farklı yollar izlediği sonsuz paralel evren olduğu anlamına gelir. Bu durum metafiziğe yeni bir boyut getirmektedir: o halde kimliğimiz nedir? Eğer kendimizin sayısız versiyonu varsa, gerçek doğamız nedir?
Tüm bilim insanları kuantum fiziğinin metafizik çıkarımlarını kabul etmeye hazır değildir. Birçoğu teknolojik uygulamalar gibi pratik yönlere odaklanmayı tercih ediyor. Bu yaklaşım anlaşılabilir olmakla birlikte, varoluşsal soruları gölgede bırakmaktadır.
Ne yazık ki, günümüzde bilim hala materyalist bir görüşe doğru eğilim göstermektedir. Ancak 20. yüzyılın en büyük fizikçilerinden biri olan David Bohm gibi insanlar bu görüşe meydan okumuştur. Bohm, kuantum mekaniğinin her şeyin her şeyle ilişkili olduğu bütünsel, birbirine bağlı bir evren önerdiğine inanıyordu.
Belki de bir gün bilim ve metafiziğin birbirine rakip değil, aynı madalyonun iki yüzü olduğunu fark edeceğiz. Gördüğümüz gerçeklik, olduğu haliyle dünya değil, bizim algıladığımız haliyle dünyadır.
Sonuçta kuantum fiziği bize sadece yeni bir bilim vermiyor. Bize dünyaya ve belki de kendimize dair yeni bir bakış açısı kazandırıyor.
Aggiunta al carrello in corso… L'articolo è stato aggiunto

Con l'acquisto di libri digitali il download è immediato: non ci sono costi di spedizione

Altre informazioni:

Formato:
ebook
Anno di pubblicazione:
2025
Dimensione:
1.09 MB
Protezione:
nessuna
Lingua:
Altre lingue
Autori:
Bruno Del Medico