Bilgebaş Masalı #29960

Zamanlardan bir zamanda, bir adam yaşarmış. Üç kızı olan bu adamcağızın tek derdi bir oğlan çocuk sahibi olmakmış. Bu uğurda mumlar dikmiş, adaklar adamış. Gün gelmiş, dileği gerçeğe dönüşmüş. Hasretle yolunu gözlediği oğlunu kucağına alır almaz derdi tasası uçup gitmiş. Her şey güzelmiş hoşmuş da, oğlanın kafası azıcık büyükçe mi neymiş… Bunu da iyiye yormuş adam. “Oğlum akıllı olacak, büyük adam olacak” diye diye adını “Bilgebaş koymuş. Bilgebaş büyüdükçe, başı daha da bir büyümüş. Laf söz dinlemez, dur durak bilmez olmuş. Aklı da kafasının büyüklüğüne göre birazcık kısa kalmış… Günlerden bir gün, Bilgebaş yine yaramazlık peşindeyken, ayağı takılıp paldır küldür başını salonun ortasındaki demir mangala çarpmış. Vurmanın şiddetiyle Bilgebaş’ın kafası tencere kapağı gibi açılıvermiş. Ev ahalisi, “Aman oğlana bir şey olmasın” diye telaşlanırken bir de ne görsünler: Oğlanın kafasının içi züğürt çanağı gibi bomboş çıkmasın mı... Mustafa Delioğlu’nun birbirinden güzel resimleriyle renk kattığı bu etkileyici masal, Ayla Çınaroğlu’nun şiirsel anlatımı ile her yaştan çocuğun kalbini fethedecek bir çalışma… “Ayla Çınaroğlu geleneksel masal öğelerini modern mesajlarla birleştirdiği Bilgebaş adlı masalında, bilginin, düşünmenin önemi, boş inançlar ve cinsiyet ayrımcılığı gibi pek çok önemli konuyu ele alıyor.” İYİ KİTAP